Gittikçe daha fazla sayıda kadının çocuğu yok

Birçok kadın için anneliğin bir öncelik olmadığını anlamak için çevremizdeki toplumu görmemiz yeterli. Bu o tercüme Çocuksuz daha fazla kadın var.

Social Panorama dergisine göre 1970'lerde doğan dört kadından birinin çocuğu olmayacak. Muhtemelen, okuyucularımızın çoğu, benim gibi, 30 ila 40 yaş arasındaki kadınlarda, birçoğunun anne olduğu yaşam evresinde doğmuştur.

Aradaki fark, 1950’de doğmuş, on kişiden birinin çocuğu olmadığı kadınlarla karşılaştırırsak dikkat çekicidir.

Bugün kadınlar hakkındaki endişe verici şey, 35 yıldan daha geç anneliktir. Kadınların bir kariyere baktıkları ve evden düşme anneliklerinden istenenden daha uzun süre çalıştıkları anlaşılıyor.

Anneler gittikçe büyüdükçe, biyolojik saat ücretini alıyor, doğurganlık düşüyor ve daha çok yardımlı gübreleme yöntemleri kullanılıyor.

En azından İspanya'da yaşayan her kadının iki çocuğu olsaydı, nesiller arası değişim garanti edilirdi. Ancak doğurganlık oranı kadın başına 1,5 çocuktur.

İspanya’daki 1995’teki büyük düşüşün ardından, her bir kadın için ortalama çocuk sayısı, kısmen de göçmen kadınların doğumları nedeniyle artmıştır. İşin garibi, ülkede kurulduklarında İspanyolların üreme modelini aşamalı olarak kopyaladıklarıdır.

Ancak bu sadece İspanya’daki trend değil aynı zamanda Avrupa'nın geri kalanında da yaşanıyor. Gerçek şu ki, olumsuz bakış açımdan her düzeyde çok önemli sonuçları olan karmaşık bir demografik değişim var.